Dram , Komedi ,
Romantik Film türlerininin önemli başyapıtlarından biri olan 1960 - İtalya
, Fransa ortaklaşa yapımı La Dolce Vita
Filmi Roma şehir yaşantısının
modern yozluğunu ve sofistike ahlak çöküntüsünü yüksek sosyetenin peşinde koşan
bir gazetecinin gözünden anlatır. Genç gazeteci Marcello Rubini gerçek bir eser
yaratmanın düşüyle yaşar; ancak çalıştığı gazetenin ona sağladığı para ve
prestijden de vazgeçemez.
Günlerini Roma'nın en şık caddesi Via Veneto'da, bir sonraki skandalın peşinde koşarak geçirir. Filmde Marcello'nun yedi günü ve gecesini, birlikte olduğu farklı kadınlarla ilişkilerini, arka planda 1960'ların gençlik ve heyecanıyla kaynayan Roma sokakları ve sosyete yaşantısından kesitlerle izleriz. Marcello seks, içki, partiler ve alemlerle dolu bir dünyada savrulurken bile aslında haz almadığı bu 'tatlı hayat'ı sonuna kadar yaşamaya devam eder. Onunki ruhsuz ve heyecansız bir varoluştur. Film tema olarak 7 büyük günah olan “kibir, açgözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, öfke ve tembelliği” anlatmaktadır.
Günlerini Roma'nın en şık caddesi Via Veneto'da, bir sonraki skandalın peşinde koşarak geçirir. Filmde Marcello'nun yedi günü ve gecesini, birlikte olduğu farklı kadınlarla ilişkilerini, arka planda 1960'ların gençlik ve heyecanıyla kaynayan Roma sokakları ve sosyete yaşantısından kesitlerle izleriz. Marcello seks, içki, partiler ve alemlerle dolu bir dünyada savrulurken bile aslında haz almadığı bu 'tatlı hayat'ı sonuna kadar yaşamaya devam eder. Onunki ruhsuz ve heyecansız bir varoluştur. Film tema olarak 7 büyük günah olan “kibir, açgözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, öfke ve tembelliği” anlatmaktadır.
Filmin önemli bir sahnesinde Marcello
arkadaşının parıltılı hayatına gıpta ederek onun gibi olmak istediğini ama asla
bunu başaramayacağını söylerken filmin ileriki sahnelerinde kendini ve
çocuklarını öldürecek olan arkadaşının verdiği cevap aslında özenilen
hayatların içlerinde ne tür psikolojik travmalar barındırdığını da gözler önüne
serer. Arkadaşı parıltılı hayata özenen Marcello’ya şu yanıtı verir:
“Benim gibi kurtuluşu
böyle dört duvar arasında bulacağını sanma Marcello, bir amatör için fazla ciddiyim,
profesyonel olmak içinse yeterince ciddi değilim, En sefil hayat bile her şeyin önceden
belirlendiği toplum tarafından düzenlenen bir varoluştan iyidir, sadece dostun
olabilirim sana nasihat veremem”
Bu sahnede verilmek
istenen mesaj önemli olanın kendini bulmaktan geçtiği, toplum tarafından
sunulan ve hedef gösterilen parıltılı hayatların aslında mutluluk getirmediği
gibi varoluşun temellerine aykırı bir durum olduğudur.