MÖ
1. bin yılda Kuzeybatı Anadolu’da, Gediz Havzası’nda güçlü bir krallık kuran
Lydialılarla ilgili bilgilerin çoğu, krallığın yıkılışından yüzyıllarca yıl
sonra yaşamış olan Yunan ve Romalı Antik yazarlardan edinmekteyiz. Yine birçok
Yakındoğu kaynağında bu halkın ismi, Asur, Mısır, Babil devlet ve toplumlarıyla
birlikte anılır. Sonuç olarak Lidyalılarla ilgili bilgilerimizin çoğu dış
kaynaklıdır.
Lydia
krallığının Anadolu coğrafyasında ki konumu önemlidir. Batı’ya giden en önemli
yol üzerindedir. Batı’da İonia ve Aiol, doğuda; Phrygia, kuzeyde Mysia güney
ise Karia bulunur.
Sardes,
Marmara Gölü kıyısındaki Bintepe Tümülüsleri, Akhisar (Thyateira), Alaşehir
(Philadelphia), Günlüce (Hypaipa), Uşak/ Güre yakınında Karun hazinesi bulunan
İkiztepe Tümülüsleri, Lydia Krallığı zamanına ait incelenmiş en önemli
merkezler arasındadır.
Lidya
kanunlarının, tapınak duvarlarında yazılı olması, tapınakların ekonomik düzenin
de sağlandığı yerler olmasını sağlamıştır. Lydia Krallığı’nın erken tarihiyle
ilgili bilgiler çoğunlukla efsanelerden ibarettir. Örneğin ilk krallardan Gyges
ve Kroisos ile ilgili bilgiler daha çok fantastik öykülere dayanır. Atyad ve
Heraklid Hanedanlığı MÖ 12. yüzyılda yönetime hâkim olurlar. Hanedanlığın son
kralı ise Kandaules’dir. Daha sonra MÖ 7. yüzyılda Mermnad Hanedanlığı’nı kuran
Gyges yönetimi ele geçirir ve Lydia altın çağına girer.
Anadolu’yu
Kimmer seferlerinden kurtaran Alyattes olmuştur. Bu dönemde Lydialılar Orta
Anadolu’ya doğru yayılırlar. Bu yayılma MÖ 1. bin yılda İran’da güçlü bir
devlet kurmuş olan Medler ile Lidyalları, Kızılırmak sınırında karşı karşıya
getirir. MÖ 28 Mayıs 585 yılında, meydana gelen bir güneş tutulması, tanrıların
işareti sayılarak, savaşa son verilir ve Kızılırmak Medlerle Lidyalılar
arasında sınır oluşturur. Bundan sonra her iki krallık arasında bir barış
havası hâkimdir.
Lidya
kanunlarının, tapınak duvarlarında yazılı olması, tapınakların ekonomik düzenin
de sağlandığı yerler olmasını sağlamıştır. Lydia Krallığı’nın erken tarihiyle
ilgili bilgiler çoğunlukla efsanelerden ibarettir. Örneğin ilk krallardan Gyges
ve Kroisos ile ilgili bilgiler daha çok fantastik öykülere dayanır. Atyad ve
Heraklid Hanedanlığı MÖ 12. yüzyılda yönetime hâkim olurlar. Hanedanlığın son
kralı ise Kandaules’dir. Daha sonra MÖ 7. yüzyılda Mermnad Hanedanlığı’nı kuran
Gyges yönetimi ele geçirir ve Lydia altın çağına girer.
Anadolu’yu
Kimmer seferlerinden kurtaran Alyattes olmuştur. Bu dönemde Lidyalılar Orta
Anadolu’ya doğru yayılırlar. Bu yayılma MÖ 1. bin yılda İran’da güçlü bir
devlet kurmuş olan Medler ile Lidyalıları, Kızılırmak sınırında karşı karşıya
getirir. MÖ 28 Mayıs 585 yılında, meydana gelen bir güneş tutulması, tanrıların
işareti sayılarak, savaşa son verilir ve Kızılırmak Medlerle Lidyalılar
arasında sınır oluşturur. Bundan sonra her iki krallık arasında bir barış
havası hâkimdir.
MÖ
6. yüzyılın ortalarında İran’da Medlerin yerini Perslerin alması ve Pers kralı
Kyros tarafından Anadolu’daki Med hâkimiyetinin sona erdirilmesi, Lidyalıların
kapısında yeni bir tehlikenin belirmesine neden olur. O dönemlerde büyük
seferlere çıkmadan önce, çeşitli fallara, büyülere başvurmak, krallığın din
adamlarından görüş almak bir gelenekti. Biliciler eğer Perslere saldırırsa kral
Kroisos’un büyük bir zafer kazanacağını öngörürler. Bu bilgiyle cesaretlenen
Kroisos Perslere karşı büyük bir sefere koyulur. Olasılıkla bugünkü Yozgat
yakınlarında karşı karşıya gelen ordular, birbirilerine karşı üstünlük
sağlayamazlar. Lydia ordusu daha kalabalık olmasına karşın geri dönüş kararı
alınır, Sardes’e dönen Kroisos, askerleri de evlerine yollar. Ancak Pers ordusu
geri çekilmemiştir.
Pers
kralı Kyros yönetimindeki ordular, Lydia başkenti Sardes’e kadar orduyu izler
ve ani bir saldırıyla, orduyu büyük bir bozguna uğratır. Kenti iki hafta
boyunca kuşatma altında tutan Persler, sonunda kenti ele geçirerek Kroisos’u
öldürürler. Böylelikle Anadolu artık Pers hâkimiyetine geçer.
Kuşatmada
öldürülen Alyates'in oğlu Kral Kroisos(KARUn) nereye defnedilmiştir?
Mısır
Kültü ile Lidyalıların bağlantısı kurulduğunda birçok tanrısal güç ve simge ile
karşılaşılır, Mısırlı Firavunlar Piramitlerin içine ve etrafında bulunan
alanlara defnedilirken Lidya Kralları ise Kaya mezarlarına ve yüksek tepelik
şeklindeki Tümülüslere defnedilirlerdi. Anadolu'nun bir çok yöresinde çok sayıda
Tümülüse rastlanılır. Tümülüsler ile
Piramitlerin diziliş şekillerinin Adadolu'da ilginç bir şekilde kesiştiği bir
yer bulunmakta ... Burası Osmancık'tır.
Giza’da bulunan piramitlerin hemen doğusunda Nil Nehri yer alırken
Osmancık şehrinden de Kızılırmak(Hallys) geçmektedir. Şehrin merkezinde kurulu
3 adet piramit şeklinde kaya bulunmaktayken büyük depremler sonucu bu kaya
yapıları yıkılarak bugünkü şeklini almıştır. İlginçtir ki Hem Piramitler hem
Kaya Mezarları hem de Nil ve Kızılırmağın ve Orion Takım Yıldızının aynı
noktada kesiştiği yerde ilginç bir tespit yapıldı. Orion Takımyıldızının
bulutsusu Her Şeyi Gören Göz olan Horus'u temsil eder.
Adatepe
tümülüsü bölgenin lidyalılardan kalan en büyük tümülüsüdür, kral Kroisos Lidyalıların
en parlak dönemini yaşattığı için en büyük tümülüs mezarı da kutsal atfedilen Kızılırmak(Hallys)
kenarına Kandiber Kalesindeki kral suretinin baktığı yöne buraya defnedilip
tümülüs inşaa edilmiştir.